Abstract
Osmanlı Devleti’nin ilk başkenti olan Bursa; ev sahipliği yaptığı evliyalar, alperenler ve dervişleri ile farklı bir manevi iklime sahiptir. Bizans döneminde Uludağ’da çok sayıda manastır olduğu bilinen Bursa’da, Osmanlılar’ın şehri fethetmesiyle birçok tekke yapısı kurulmaya başlamıştır. Bunlar, Müslümanlar arasında bilgi ve Türk kültürünü yaymak amacıyla oluşturulmuş dini ve sosyal yapılardır. Tekkelerin 1925’te kapatılmasından sonra yapıların büyük bir çoğunluğu işlevsiz kalmış, bir kısmı ise işlev değiştirerek mescit, türbe, konut vb. olarak kullanılmaya başlanmıştır. Terk edilen pek çok tekke, doğanın da etkisiyle yıkılarak ortadan kalkmış, bazıları ise farklı yapılar inşa etmek amacıyla bilinçli olarak yıkılmıştır. Bursa’da en erken tarihli tekke yapıları 15. yüzyıla aittir.19. yüzyıla kadar farklı tarikatlarda tekkeler kurulmaya veya aynı tekkeler farklı tarikatlar tarafından 1925 yılına kadar kullanılmaya devam etmiştir. Günümüze ulaşabilen tekkelerin birçoğunun gerek inşa edildikleri malzeme gerek Bursa’da yaşanılan doğal afetler sebebiyle harap olduğu, bu yapıların19. yüzyılda yapılan onarımlarla günümüze geldiği bilinmektedir. 15. ve 16. yüzyıllarda ise daha çok taş malzeme ile inşa edilen tevhidhane bölümlerinin günümüze fazla bozulmadan ulaştığı tespit edilmiştir. Son yıllarda Bursa’da gerçekleştirilen tarihi yapıların restorasyonları ve rekonstrüksiyonları sebebiyle Bursa’daki birçok tekke de tekrar ayağa kaldırılarak işlevlendirilmiştir.