Özet
Müzik tarihinde 20. yüzyıldan itibaren bestecilerin, eserlerinde yeni ses öğeleri, yeni
dokular ve tınılar aradığı görülür. Bunu yer yer genişletilmiş enstrüman teknikleri
kullanımı gibi geleneksel çalım yöntemlerinin dışına çıkarak, yer yer yeni ses dokuları,
orkestrasyona dair yeni yaklaşımlarla elde etmeye çalışmışlardır. Bunların yanı sıra
bestecilerin müziklerinde tercih ettiği bazı ses malzemeleri de yeni yaklaşımlar ortaya
çıkarmıştır. Ortaya çıkan bu yaklaşımlar çoğu bestecinin tercih sebebi olup bestecileri
kategorize etmeye yardımcı olduğu gibi bazen de daha kişisel yaklaşımlar
gözlemlenmiştir. Müzikal kimliğinde, belli başlı bir akım, yaklaşım bulunmayan
bestecilerde ise kendine özgü müzik dili, özgün doku yaratma şekilleri gözlemlenir.
Kendine özgü müzikal anlayışı, üretimi olan Pascal Dusapin de bu konu bağlamında
önemli bir konumda bulunur.
Fransız besteci Pascal Dusapin’in, hem büyük ölçüde etkilendiği, hayranlık duyduğu
ve bazıları ile çalışma fırsatı bulduğu I. Xenakis, F. Donatoni ve Edgard Varèse gibi
isimler de şüphesiz ki bestecinin üretim hayatındaki bu özgün yönelimde büyük rol
oynar. Ancak bu etkilere rağmen elbette bestecinin etkilendiği isimlerden farklı olarak
tercihleri de bulunur. Bahsi geçen bu tercihlerin ne olduğuna, Dusapin’in müzikleri
arasındaki görülen bazı ortak tutarlılıklar ortaya çıkaracaktır. Bu eser metninde
Dusapin’in orkestra için bestelediği Solo No.5: Exeo üzerinden ses ve doku analizleri
yapılıp bestecinin müzikal dili, müzikteki malzemesini nasıl şekillendirdiği, doku
işleyiş tercihleri gibi konular açıklanarak besteciyi anlamaya yönelik araştırmalar
yapmak hedeflenmiştir. Exeo isimli eserin analizi ile beraber ortaya çıkan gözlemler
sonucu, ortaya çıkan veriler, yer yer örnek alınarak, yer yer de bu gözlemlerden farklı
olarak bireysel yaklaşımlarla, orkestra için yeni bir müzik bestelenmiştir.