Özet
Hücreyi oluşturan en küçük birimden insan bedenine; atomu meydana getiren moleküllerden evrene kadar, gözümüzle görebildiğimiz ya da göremediğimiz her yerde ve her şeyde aslında var olan uyum, denge ve düzenli alışverişin, ancak bilimin doğrularıyla paralel yürütülen bilgi ve araştırmalar kapsamında değerlendirilerek ispat edilebilmesi mümkündür.
Bunun yanında, bilimi oluşturan her dalın sanata ne yönde hizmet ettiğini ve yansıdığını kavrayabilmek; her ikisinin odak noktasını teşkil eden insan bedeninden hareket ederek (hücre-insan-evren) bütünlüğü içerisinde ele almakla olur. İnsan bedenini oluşturan hücre-doku-organ ve sistemler topluluğuna Anatomi, Fizyoloji, Histoloji vs. bilimleri ışığında bakıldığı zaman, kendi kendini devamlı yenileyen, koruyan ve (renk-ses-ısı) yönünden daima dengede tutan (homeostasis) bir düzenle donatılmış bir organizma görülür. İnsan organizmasında olduğu gibi tabiatta da tümüyle hakim olan, bu değişmez denge ve düzen varoluştan bu yana hep aynı sistemle çalışır ve korunur.
Bütünün parçaları tek tek ele alınıp incelense ve kendi içlerinde aynı sistemin varlığı gözlemlense bile, aslında vücut içindeki hiçbir organ, sistem vs. diğerinden üstün değildir. En doğrusu, sadece bir bütünün parçaları olarak değerlendirilmeleridir.